BBG YARISMALARI: Bu programin yapimcisi olan Senkron TV'nin sahiplerinden sabetayci Levent Altinay 4 yil önce Telekulak skandalina bulasmisti. Altinay bir çok ünlünün telefonunu dinletip para sizdirmis, ayrica Gökkafes projesine karsi çikan Oktay Ekinci ve Perihan Magden'in telefonlarini dinleterek Mustafa Süzer'e taseronluk yapmistir.
BBG yarismasi 'ayarlanmis' bir yarismadir. Düzenlenen 5 yarismanin galipleri Sabetaycilar ve Ermenilerdir. Bu programi sunan Öykü Serter, Doğa ve yarışmacı iken daha sonra program kadrosuna dahil edilen Kaan, Idil ve Cüneyt de sabetaycıdır. Yarışmada sabetaycilarin kazandirilmasinin üzerinde uzun boylu durmak herhalde gereksiz, ben Ermenilerin neden kazandirildigini anlatayim. BBG, toplum üzerindeki etkisi nedeniyle "Türkiye'yi halka müslüman bir ülke olmaktan çok bir kültür mozaigi olarak benimsetme" (Osmanli devletinin kalbi olan Vefa-Süleymaniye arasindaki mezbele yerine rum ve musevilerin yasamis oldugu Fener ve Balat'in restorasyonunun ve Ayasofya'da düzenlenen konserin sebebi budur) fikrinin güzel bir uygulamasi olarak kaçirilmamasi gereken bir firsatti (halkin iki Ermeni'yi aydin, çagdas, örnek insanlar olarak seçip kazandirmasi) ve bunun için 2. ve 5. yarismalarda sabetaycı Senkron TV yönetimine Ingiliz locasindan bir kaç isadami tarafindan her bir yarisma icin 800 biner $ mertebesinde "sübvansiyon"(!)lar verildi. Buna benzeri bir "ayarlanmis" yarismanin sabetayci Keriman Halis'i dünya güzeli seçmek için yapildigi söylenir (Henry Ford antisemitist ve egzantrik kisiliginden ötürü ciddiye alinmamissa da yazilarinda saldirdigi International Jew bir hayal degildi. Israil'in varligi ve bu üst yapinin kimliginin Avrupaliligini yitirip Amerikanlasmasi disinda günümüzde degisen bir sey yoktur).
Programin ilk iki yarismasi bilindigi gibi sabetay baglasigi Karamehmet'lerin Show TV'sinde yapilmisti; bu grupla ilgili olarak önceki yazimda bilgi vermistim. Son üç yarismanin yapildigi Star TV'nin sahibi Cem Uzan'in ilk esi sabetayci Feyyaz Berker'in, ikinci esi sabetayci Renç Koçibey'in kizidir; her ne kadar sevilmese de bir baglasiktir (sabetayci oldugunu söyleyen de var) ve telekulakçı ve sabetaycı Senkron TV ile isbirligi yapmistir. Sabetayci Can Atakli'nin Star'a alinmasinin sebebi de geçen yazimda belirttigim gibi masrik-i azam Demir Savasçin'la akrabaligidir. Ayarlanmislik derken Kral TV'nin müzik listelerinde bir zamanlar Yesim Salkim'in (Hakan Uzan'dan bosanmadan önce elbette) nedense haftalarca birinci oldugu zamanlari hatirlatirim.
ECZACIBASI AILESI: Eczacibasi ailesi 1924 mübadelesi öncesi yerlesik sabetaycilardandir. Nejat Eczacibasi'nin esi Beyhan Eczacibasi'nin babasi Ittihat ve Terakki'nin beyni ve 33. dereceye yükselmis bir mason olan Rahmi bey de sabetayciydi. Bülent Eczacibasi'nin esi Oya hanım ve kardesi Faruk Eczacibasi'nin esi Füsun hanım da sabetaycidir. AKP'nin kuruldugu günlerde Tayyip Erdogan'la evinde yaptigi görüsme büyük sermaye adina degil cemaat adina Erdogan'i tartmak için yapilmisti. Erdogan bu toplantidan sonra Amerika'da musevi lobilerini "niyetinin zararsizligina" ikna etmek zorunda kaldi ve bunu yapamasa da kapasitesizligi ile çekinilmemesi gereken bir hasim oldugunu cemaate kanitladi (gerçekten de AKP kimliginden öte suçluluk duygusu içine düsürülmüs ve bir eylemsizlik içerisinde 'kolay saldirilabilir' görünmektedir). Bu aileden Sakir Eczacibasi da katildigi programlar (NTV'deki Kültür ve Kimlik, sabetaycı Talat Halman'ın TRT2'deki programı gibi söylesiler vs.), Ayasofya konserine önayak olmak gibi etkinlikleriyle kültür manipülasyonuna hizmet etmektedir.
ENFLASYON LOBISI: Enflasyondan kim istifade eder? Elbette artan reel faiz oranlari dolayisiyla bankada yüklü parasi olanlar. Öyleyse sabetayci Çiller'in bir zamanlar basini çektigi enflasyon lobisine bu açidan bakin ve bu insanlarin kimliklerine dikkat edin; çogu parali sabetaycilardir ve enflasyonla büyümeyi savunarak devletin (dolayisiyla 70 milyonun) sirtindan dünyanin hiç bir yerinde görülmeyecek net mevduat getirileri elde etmektedirler. Sanayicilik yapanlar disinda bildigim hiç bir sabetayci yoktur ki enflasyonun varligindan sikayet etsin.
SIYASET VIZYONU: Cemaatin su anki siyaset vizyonu Dervis'i CHP'nin basina geçirmek ve ANAP ile DYP'yi Agar'in liderliginde birlestirmektir. Bu sekilde bir yandan Dervis'e oynanirken öte yandan sagi bölmek (AKP'den güçlü bir DYP'ye oy kaymasiyla) hesaplaniyor.
SASKINLIK VE PANIK: I. Zorlu, A. Muradoglu, Y. Küçük ve S. Eygi gibi arastirmacilarin yayinlariyla sabetaycilik gerçeginin ortaya cikmasi localar (Türkiye'de masonluk bir sabetayci masonlugudur, bir sabetaycilik kurumu ve aracidir) ve diger cemaat çevrelerinde saskinlik ve panige yolaçtiysa da disardan birinin yapilanmayi detayiyla ögrenmesinin çok zor oldugu ve bu gerçeklesse de kimsenin yapilanmayi açikca ortaya koymaya cesaret edemeyecegi çünkü davalara muhatap olmaktan korkacagi düsünülerek ve toplumun himbil yapisi da gözönüne alinarak konunun zamanla tazeligini yitirecegi görüsünde birlesildi. Mehmet Barlas'in, esinin sabetayciligi sorusunu geçistirmesinin, Can Paker'in ifsa edilmisligin ve Ilgaz Zorlu'yla davasinin heyecanini atip "Gölge Kabine"yle NTV'de "göreve" dönmesinin sebebi budur (Paker bir yandan bu programin tek daimi konugu olarak ülke çapinda görünürlük ve taninirligini artirirken bir yandan da sabetayci insiyatif TESEV'in baskani olarak güya sivil toplumu ve sivil toplum kuruluslarini temsil ediyor oldugunu(?) tekrar ile kafalara yerlestirmeyi planliyor). Ayrica adi geçen arastirmacilarin "marjinal" kisiler olarak karalanip ustaca yalnizlastirilmasi ve sayginsizlastirilmasi yolu izleniyor. Böyle bir konunun üzerine gidebilecek Ahmet Hakan da bu ve arti nedenlerle sabetayci Dinç Bilgin'in Sabah'inda ise alininca bu kisi de etkisizlestirilmis, ayrica kendi izleyici tabani gözünde güvensizlestirilmis oldu. Tüm bunlara ragmen yapilanma ortaya çikartilirsa bunu yapanlar haklarinda açilacak davalarla sindirilecek, antisemitizmle itham edilecek, medya gücü kullanilarak duruma göre "radikal dinci, terörist mihraklarin bölücülük çabasi" olarak karalanacak.
ISIMLENDIRME: 20. yüzyilda Türkiye'den baska hiç bir ülke bu kadar fazla yeni insan ismi üretmemistir. Bunun kaynagi cemaatimizdir; müslüman Türk adlari yaninda Osmanli devletinde kullanilmayan Orta Asya isimleri ve bunlarin türevleri yaninda yeni yapma isimler üretmenin dezislamizasyon ve "kültürel soyutlama ve enjeksiyon"un iyi bir yolu oldugu görülmüs ve uygulanmistir. Isim ve soyadlarda yahudi isim ve soyadlarla benzerlik ve kosutlugun özenle korundugu daha önce gönderdigim "sabetaycilik-ek" yazisinda ayrintilariyla anlatiliyordu (yazinin son kisminda listelenen soyadlari, bu soyadlarina sahip herkes sabetaycidir manasina gelmiyor, sabetaycilarin bu soyadlari kullandigini ifade ediyor). Iki örnek de burada verelim. Örnegin sözkonusu yapma isimlerden "Okan", Karakas'larin din adamlari olan Ogan'dan (hahamin karsiligi sayilabilir) türetilmistir. Bu ismin günümüzde müslüman Türklerce de kullanildigini ve topluma iyice yerlestigini görüyoruz. Büyüklerimiz ordudaki bazi rütbe isimlerinin de (al-bay, teg-men vs.) benzeri sekilde olusturulduğunu söylerlerdi. Isimlendirme cemaatin "benzeme-benzet" prensibinin güzel bir araci olmustur.
DEZENFORMASYON: Sabetaycilik konusunun arastirilmasinin cemaat çevrelerinde yarattigi saskinlik, kaynagini benim de bilmedigim dezenformasyonlara yolaçmis görünüyor: Özal, Bülent Arinç ve Mesut Yilmaz'in sabetayci Mehmet Agar, Mesut Barzani, Musa Anter ve Ihsan Dogramaci'nin crypto yahudi oldugu vs... Bu iddialardan sadece Dogramaci ciddiye alinabilir; o, tipki Selahattin Beyazit gibi olaganüstü baglantili bir "derin" adamdir. Özal kardesler sabetayci degildir ama Turgut Özal'in esi Semra (Yeginmen) hanim sabetaycidir, Muharrem Berk'in yegenidir, kardesi Mehmet Yeginmen de sabetayci Kavala grubunun adami olmus ve savunma ihalelerinde yolsuzluklara bulasmistir. Mesut Yilmaz'in kendisi degil (akrabasi Mehmet Kutman'in sabetayci oldugunu geçen yazimda belirtmistim) ama esi Berna (Müren) hanim cemaat çevrelerinde sayilan (Semra hanim cemaat çevrelerinde görgüsüzlügü ve kabaligi yüzünden küçümsenir) bir sabetaycidir ve 1995'te Refah'la koalisyon yapmasi durumunda esini bosanmayla tehdit etmis oldugu için cemaatte takdir görmüstür. Semra Özal'in Anap'in muhafazakar kanadina hasmane tavir almasinin ve 1991'deki Anap genel baskanlik yarisinda Akbulut'a karsi siddetle Mesut Yilmaz'i destekleyip esini Yilmaz'a üstü örtülü destek vermeye zorlamasinin sebebi iste bu sabetaycilik bagidir. Özalizm sabetayci yapilanmanin çok güçlenmesini saglamis olsa da Turgut Özal baglasik degildi.
ANADOLU YERLESTIRIMLERI: 1924 mübadelesinde ülkeye gelen 1,5 milyon dolayinda insanin 20,000'i sabetaycidir ve bu insanlar diger mübadiller gibi Anadolu'nun çesitli yerlerine yerlestirilmistir. Bu yerlesimleri ve mübadele öncesi yerlesim yerlerini biliyoruz dolayisiyla Rahsan Ecevit'in "Sebinkarahisar'liyiz", Tansu Çiller'in "Muglaliyiz" Sahenklerin "Nigdeli'yiz", 1924 öncesi yerlesik bazi sabetaycilarin "biz 150 yildir Izmir'liyiz", "Selanik'li degil Kavala'liyiz" vs. sözlerine sadece gülüyoruz. Çikip açikça "sabetayci degiliz" diyebiliyorlar mi, dediler mi? Susuyorlar yada Çevik Bir'in "bir tarafim Selanik, diger tarafim Makedon" cevabi gibi kaypak bir cevapla bırakıyorlar.
SABETAYCI MÜSLÜMAN OLUR MU? Mübadele sonrasi Anadolu'ya yapilan yerlestirmelerde gerçek manasiyla müslüman olanlar vardır ama bunca yildir Istanbul'da ben bunun çok az örnegini gördüm; genellikle ya inançli bir sabetayci olunuyor yada din (müslümanlik yada musevilik) mefhumu olmayan hatta ateist bireyler çikiyor. (Takiyye için soranlara 'elhamdülillah müslümanim' denir. Yine takiyye yada nostaljik zevk için Ramazan'da bir iki gün oruç tutanlar elbette yok degil)
SABETAYCILARIN MUSEVILIGE GEÇEMEMELERI: Müslüman kimlikli yahudiler olan sabetaycilarin resmen musevilige geçmesi Israil Sefarad ve Askenaz hahambasiliklari tarafindan reddedilmektedir. Bunun sebebi buna izin verildigi takdirde müslüman Türk halkin durumu görüp uyanmasindan ve Yalçin Küçük'ün sözünde ifadesini bulan "Türkiye'nin Israil'in rezerv devleti olma" durumunun degismesinden korkulmasidir; dolayisiyla kararin temeli dini degil tamamen politiktir. Böyle bir izin verilirse de cemaatimizden buna talep fazla olmaz çünkü böyle bir şey Türkiye'de kurulu hegemonyaya zarar verirdi.
BASÖRTÜSÜ: 28 Subat'i ordu icinde sabetayci Cevik Bir'in basini cektigi bir sabetayci kligin yaptigini dolayisiyla basörtüsüyle egitim yasaginin bir sabetayci irade takdiri oldugunu geçen yazimda anlatmistim. Bugünlerde Tarhan Erdem'e yaptirilan anket mevzu oldugundan bir ekleme yapmak istiyorum: bundan 15 yil önce dindarlik artmaya baslayinca bir başkasına böyle bir anket yaptirilmis ama sonuçlari içeride kalmisti. Tarhan Erdem egitim seviyesi arttikça basörtülü oraninin azaldigini söylüyor ama bir seyi atliyor; 15 yil önce egitimliler arasinda basörtülü orani çok daha düsüktü, dolayisiyla yaptigi çikarim aslinda yanlistir. Basörtüsünün "türban" olarak adlandirilmasinin ve esasinda türban kelimesinin terminolojik kullaniminin sebebi halkin vicdanini direkt olarak karsiya almamak içindi. Basörtüsüyle egitimin yasaklanmasiyla baslayan bu bir çesit "containment" politikasi halk arasinda dindarligin artmasinin önüne geçilemedigini görünce seçilmistir; "kantiteye etki edemiyorsan kaliteyi etkile". Bu ve bunun gibi bahsettigim irade ve kararlar hiç bir zaman tek bir toplanti yada bir toplanti dizisinde alinmaz; süregelen fikir süreçlerinin ürünüdür.
NTV: 15-22 Haziran haftasi bir ögle haberinde sabetayci Dinç Bilgin'in ATV'sinde Isik Lisesi'nin mezuniyet töreni haber olarak verildi, NTV'de de Banu Güven Terakki Okullari'nda yapilan bir gençlik gösterisini uzun bir VTR ile haber yapti. Yüzlerce özel okuldan bunlar haber yapiliyor; Türkler'in hala uyanamamasina hayret ediyorum. NTV, cemaatin derin iradesinin en önemli kamuoyu yönlendirme araci olarak 'Türkiye'yi halka müslüman bir ülke olmaktan çok bir kültür mozaigi olarak benimsetme' stratejisini en yogun uygulayan televizyondur(Ferit Sahenk'in bu asirilik ve temkinsizligine yasasaydi babasi izin vermezdi; Ixir ve Tansas fiyaskolarina simdi bir de bunu ekleyecek). Buna bir örnek de sabetay baglasigi Karamehmet'lerin Yapi Kredi Kültür'ünden vereyim; isin basindaki Enis Batur ana tarafindan sabetaycidir ve yahudi Bilge Karasu'nun (II. Abdülhamid'e tahttan indirildigini teblig eden gruptaki Emmanuel Karasu'nun oglu) çömezidir. Bu kurumun birimlerine adini veren Kazim Taskent, Vedat Nedim Tör ve Sermet Çifter sabetaycidir.
MUSTAFA DENIZLI: Yogun sorularin geldigi bir baska kişi de Denizli'dir. Denizli'yi Altay'dan GS'a getiren kisi sabetayci Alp Yalman'dir. Denizli'nin her iki esi de sabetayciydi; kizi Selin'in Ilhan Mansiz'la görüsmesine karsi çikmasinin sebebi Mansiz'in kilik kiyafeti yada kisiligi degil sabetayci olmamasidir. Çok dindar bir sabetayci olan Denizli'nin kizlari göreceksiniz ya birer sabetayciyla, en kötüsü de baglasik ailelerden birileriyle evlenecektir. Denizli'nin Vestel'e yaninda götürdügü yardimcisi Ali Gültiken'in esi de sabetaycidir; Denizli'yle Gültiken'i birlestiren aslında bu bagdir. (Vestel'in sahibi Zorlu'lar sabetayci degildir.)
ÖZAL'IN PRENSLERI: 80'lerde "Özal'in prensleri" olarak lanse edilip önemli görevlere tepeden inme getirilen Amerika egitimli gençler Coskun Ulusoy (Oyak'in CEO'su olarak yaptigi sabetayci atamalarla dikkat çekti ki Onur Baytok'u -sabetaycidir- Renault MAIS'ten istifa ettirmesi gibi yaptigi diger tasarruflar da genellikle profesyonel sebeplerden degildir), Bülent Semiler ve Engin Civan (esi Amerikali yahudidir, rüsvet alip isini görmedigi Selim Edes de kendisi gibi sabetaycidir) sabetaycidir.
TARIH: II. Abdülhamid'i deviren Hareket Ordusu'nun bir sabetayci insiyatif oldugu (Ittihat ve Terakki Selanik'li atalarimizca beslenip büyütülmüstür) ve ordunun çogunlugunun gayrimüslimlerden olustugu dogrudur ancak yapilan bir yanlis var: Mahmut Sevket Pasa sabetayci degildir. Talat Pasa (33. dereceye yükselmis bir masrik-i azamdir) ve Cemal Pasa masondur.
Çok sorulan bir soru da Osmanli musevileri ile sabetaycilarin iliskisi ve karsilastirilmasi oluyor. Hemen hiç bir iliski olmadigini söyleyebilirim. Her seyden önce sabetaycilar dini gerekcelerle museviler tarafindan reddedilmis bir topluluktur. Sabetaycilarin son bir asirdir "üzerlerinde Alliance Israilite etkisi tamam olmus yahudiler" oldugunu söyleyebilirim. Basit bir örnek bunu güzel açiklar: 1. Dünya Savasi'nda Osmanli devletinin en sadik tebasi musevilerdi; oysa Osmanli'yi yikan da Ittihat ve Terakki'yi kurdurup Osmanli için bir Frankenstein haline getirten de Selanik'li sabetaycilardir. Bununla beraber Israil'e yapilan göçlerden sonra bugünkü musevilerin de üç nesil önceki atalariyla pek bir benzerligi kalmadigi da dogrudur (genç nesilde Ladino bilen neredeyse kimse yok) ve zamanimizda dindar sabetaycilar ve museviler birbirlerine yaklasmistir. Örnegin Ishak Alaton'un ve (Üzeyir Garih'in) cemaatte büyük sayginligi, etkisi ve gücü vardir (Alkent bosuna bu kadar basarili olmadi). Sayin Alaton cemaatimizin yurtdisindaki musevi lobileri ve Israil nezdinde büyükükelçisi gibidir.
Kapancilar geçmisten beri çesitli sebeplerle Karakas'lari küçümserler, iki grup da birbirini pek sevmez (bu öyle bir sey ki Kapancilar Avrupa, Karakas'lar Anadolu'da yasiyoruz). Kapanci'larin orduda, Karakas'larin politika ve basinda güçlü oldugu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin son 60 yilki paradoksu Kapanci-Karakas çekismesinin yarattigi komplikasyonlardir Bu konuyu önceki yazimda anlatmistim. Yakubi'lerin bu çekismedeki tutumlari dönemsel olarak degisir. Cemaat kolları arasında son 15 yıldır eskiye oranla bir kaynaşma gözlüyorum.
MHP'YE DESTEK: Türkçülügü dezislamizasyonun bir araci olarak gören cemaatimiz bir yandan Tekin Alp (Moiz Kohen), Reha Oguz Türkkan gibi kisilerle isin teorisine etkide bulunmaya çalisirken isadamlarimiz ve baglasiklari (Has'lar, Dinçkök, Berker, Karamehmet, vs) araciligiyla da bir kalkan ve "böl-yönet" araci gördükleri MHP'yi finanse etmislerdir. (Tunca Toskay hariç MHP'nin tepe kadrosunun sabetaycilikla ilgisi yoktur, olmalari gerekmedigi gibi kendilerine yapilan bagislarin asil sebebini bilmeleri de gerekmiyordu).
DIGER: Ilgaz Zorlu'nun Can Paker'le olan davasindaki savunmasinda belirttigi Sisli Terakki'nin bodrumunun sinagog oldugu iddiasi dogrudur. Alkent'te de bunun gibi bir sinagog var ve buraya sadece Alkent'ten degil bütün Etiler civarindan gelinirdi. Gazeteci Leyla Umar'in (mekanik özürlüdür ve kaprisleriyle hepimizi bezdirir) sosyeteyle olan yakinligi kendisinin de sabetayci olmasindan dolayidir. Mekan isletmecisi Çapa'lar da sabetaycidir. Orhan Pamuk'un kitaplarinda kabala mistizmi oldugu dogrudur. Popçu Emre Altug sabetaycidir ve geçen yazimda sözettigim pazarlama örneklerinden biridir. Benzeri bir pazarlama bugünlerde sabetayci (ve escinsel) Murathan Mungan'in yeni kitabi için yapiliyor. Bilderberg sadece show-off'dur; "touch&go"dur; hiç bir karar alinmaz, gelecek vaadedenlerin tanitimi ve daha önce üst düzeyde alinmis derin kararlarin uluslarararasi dengeye "tercüme!" edilmis tebligidir. Demirel'in mason oldugu dogrudur (AP'nin basina geçirilmesinin sebebi budur) ama 33. dereceye kadar çikmis oldugu yanlistir. 27 Mayis-Anap iktidari arasindaki basbakanlardan S. H. Ürgüplü, N. Talu, N. Erim ve B. Ulusu sabetayci ve masondurlar. Ecevit mason yada sabetayci degildir fakat esi Rahsan hanim sabetayci olmasi dolayisiyla iktidar dönemlerinde yapilanmaya büyük hizmeti geçmis bir kisidir. Cemaatin bugünkü nüfusu konusunda basinda çok rakam telaffuz ediliyor; biz yaklasik 150,000 oldugunu tahmin ediyoruz (1924 mübadelesi öncesi yerlesik sabetayci nüfusu da hesaba katarak). Bu rakamin çogunlugu orta tabakaya mensuptur, büyük bölümü asimile olmustur. Elitist sabetaycilar daha önceki yazimda belirttigim gibi baglarini siki sikiya korumaktadirlar ve kendi nüfuslarinin 4 bin, çevrelerindeki sabetayci kesimle birlikte nüfuslarinin 25,000 civarinda oldugunu tahmin ediyoruz.
S.B.T.A.I. BIRINCI SEMINERI: Alti ay önce 200'ü askin siyasetçi , gazeteci ve sivil toplum kurulusuna ve 7,000'in üzerinde siradan vatandasa gönderdigimiz bir açik email ile baslayip zamanla bir sivil toplum hareketine dönüsen S.B.T.A.I. (Sabetayci Yapilanmaya Karsi Bilinç ve Tercihli Alisveris Insiyatifi) ilk seminerini 28 Haziran günü gerçeklestirdi. Soru-cevapli bir prezentasyon ile ardindan yapilan workshop çalismalarindan olusan bu seminerin çok verimli geçtigini gördük. Toplantiya katilan 62 üyemizin herbirine ve özellikle Istanbul disindan katilanlara burada bir kez daha tesekkür ediyorum. Katilamayan üyelerimizi Eylül ayinda yapacagimiz ikinci seminerde görmeyi umut ediyoruz. Özellikle son 2.5 ayda çok yogunlasan üyelik taleplerinin büyük kismini kabul edemedigimiz için üzüntülüyüz ancak böyle bir konuda selektif ve üye kompozisyonunda dikkatli olma zorunlulugumuzu saniriz herkes kabul edecektir. Çalismalarimiz hakkinda bir fikir edinebilmeniz için seminer sonrasinda yaptigimiz icra kurulu toplantisinin karar metninin bir özetini asagida veriyorum.
+++++
1) S.B.T.A.I. bünyesinde Arastirma, Iletisim ve Organizasyon olmak üzere üç grup kurulmasina, grup baskanliklarinin icra kurulu üyeleri arasindan belirlenmesinin ardindan her bölümün kendi iç isleyis prosedürlerinin 15 Temmuz'a kadar hazirlanarak icra kurulunun onayina sunulmasina,
2) Üye alim/azl yetkisinin ve arastirma ve genel giderlerde kullanilmak üzere sayin M. Emre Güreli'nin baslangiç için tahsis etmis oldugu 25.000 $'in kullanim yetkisinin sayin Güreli'den icra kuruluna ve fonun sorumlulugunun muhasip üyeye devrine,
3) Sayin M. Emre Güreli'nin icra kurulu baskanligi yanisira organizasyon grup baskanligini üstlenmesine, organizasyon grubunun "sosyal kesim-cografi bölge" yapisinda çalismasina,
4) Yurtdisi arastirma gezilerinin Selanik ve Atina devreden çikarilarak tamamen Israil'e yöneltilmesine, ibranice bilen profesyonel arastirmaci akademisyenlerin istihdamina,
5) Yurtiçi yapilanmaya, yerel gazetelere ulasmak ve üyelerin bireysel iletisimleri yoluyla halkin bilgilendirilmesi çalismalarina agirlik verilmesine,
karar verilmistir.
++++
Halka sesleniyorum. Bu sebekemsi yapi içinde sizin hiçkimsenin elinizden alamayacagi iki özgürlügünüz bulunuyor; kime oy vereceginiz ve paranizi nereye harcayacaginiz; bunlari dogru kullanirsaniz ve sabetaycı yapılanmaya karşı uyanık olursanız ülkenizde bir seyleri degistirebilirsiniz! Kurtulus savasi sürerken Istanbul'daki müslüman halk aliskanlikla Türk bakkallardan degil Rum bakkallardan alisveris ederdi; cebinden çikan paranin Yunan ordusuna bir biçimde yardim olarak silah almakta verilecegini düsünmeden. Bir yandan sikayet edip bir yandan da bu düzeni yöneten muhteris sabetayistlere itibar ederek ve ürünlerini kullanarak destek olamazsiniz. Hepinizi Sabetayci Yapilanmaya karsi durmaya, yakin çevrenizi sabetaycilik hakkinda bilgilendirmeye ve "Tercihli Alisveris" yapmaya çagiriyorum. Bu çagri antisemitik degil antisiyonisttir ve vatandaslik sorumlulugudur. Kendimden bir örnek vereyim; yazdiklarimdan orta-dindar bir musevi oldugumu ama siyonizm karsiti oldugumu çikarabilirsiniz; benim evime Marks&Spencer, Timberland (orjinal marka) vs. giremez, esim ricam üzerine Revlon yada Estee Lauder kullanmaz; sahipleri siyonisttir çünkü bu sirketlerin, ben de onlari beslemeyi zul addederim; yahudilere en büyük zarar siyonistlerden gelmistir. Pekala siz de Superonline yerine ttnet kullanabilirsiniz, Henkel'in temizlik ürünlerini kullanmayabilir, Sabah ve Vatan almayabilir, ATV ve NTV izlemeyebilir, Orhan Pamuk okumayabilir, Turkcell ve Telsim yerine Aria yada Aycell kullanabilir, Garanti bankasi yerine baska bir bankayla çalisabilir, Migros, Tansas, Akmerkez'den alisveris etmeyebilir, Henkel (Yayla, Persil, Tursil, Vernel), Eczacibasi (Vitra, Artema, Ipana, Selpak, Solo) gruplarinin tüketim ürünleri yerine muadillerini alarak paranizla sabetayci sömürücüleri beslemeyi birakabilirsiniz. Medyada okudugunuzu yazanin ve seyrettiklerinizi söyleyenin kim ve ne oldugunu düsünerek degerlendirebilir, yönlendirmelere karsi kendinizi koruyabilirsiniz. Kalite ve fiyat esitleri arasinda seçim yaparken tercih yaparak sabetayci ve baglasik gruplarin ürünlerini almayiniz. Ise cep telefonunuzla baslayip Turkcell yada Telsim hattiniz varsa iptal ettirip Aria-Aycell kullanmakla baslayiniz. Sizi sömüren, degerlerinizi manipüle etmeye çalisan bu yapiyi beslemeyiniz ve yakin cevrenizi bu konuda bilinclendirip bu yapiyi sorgulamaya yönlendiriniz.
Bu konuda bütün Türkiye'nin bilinçlenmeye ve tutum takinmaya ihtiyaci vardir; bu bir vatandaslik sorumlulugudur. Her din ve etnik kimlikten Türk vatandasi bunlarin derinligine bilincine varmadigi sürece Türkiye'nin mutlu ve basarili insanlarin özgür iradelerince yasadigi adil bir ülke olabilecegini sanmiyorum. Sabetayci ve baglasik medyanin bu konuyu yoksaymasi ve türlü engellere karsin biz muhafazakar, sosyalist, liberal, Türk, Kürt, sünni, alevi, sabetayci her tür kesimden bir grup insan bu konuda bütün Türkiye'yi bilinçlendirmek için S.B.T.A.I. olarak elimizden geleni yapiyoruz. Yaptigimiz sey tekrar ediyorum antisemitizm degil (bu kendini inkar olurdu; S.B.T.A.I.'nin icra kurulunun yarisi, üyelerinin dörtte biri sabetaycidir) Türkiye'yi sömüren, kimliginden ve degerlerinden siyirip dezislamize ve dejenere etmeye çalisan müslüman kimlikli bir avuç elitist yahudiyi ifsa etmek ve halki bilinçlendirmektir. Açik toplum kavraminin ve seffafligin önem kazandigi zamanimizda Türkiye'nin insanlarinin bunlari ögrenmeye hakki vardir.
S.B.T.A.I. olarak büyümeyi, çalismalarimizi derinlestirmeyi, halki aydinlatmayi sürdürecegiz. Verdigimiz bütün isimler ve iliskiler dogrudur; (zaten büyük bölümü metinde zikrettigimiz arastirmacilarin eserleri ve yazilarinda ortaya çikarilmisti) dolayisiyla bu kisilerin Ilgaz Zorlu'nun ifsa ettigi Can Paker, Ismail Cem, Mehmet Barlas örneklerinde oldugu gibi sükut yoluyla ikrar yerine (kimsenin rezil olmayi göze alip yalanlamaya cesaret edebilecek kadar ileri gidecegini sanmiyoruz) kalkip dürüstçe açiklama yapmalarini bekleriz. Bizim istegimiz verdigimiz isim ve iliskilerin aynen kabul edilmesi degil toplumda tartisilmasi, halkin aydinlanmasidir. Ayrica fellik fellik kim oldugumuzu arayan bazi muhteris elitistlere ve özellikle Ingiliz Locasi'na bir sözüm olacak:
"Kendi görkeminize hizmet etmekten baska bir yönelimi olmayan "yanilsamali dogru"nuzda ilerlemeye devam edin ama müslüman Türk halki sömürüp onu parya görerek, hayatini manipule etmeye çalisarak elitist kalabileceginizi ancak insanlik onurunuzu yitirdiginizi bilin! Dogu Anadolu'da yada Ege'de herhangi bir dag köyündeki fakir ve cahil bir yasli kadin dahi Türkiye'yi yöneten yahudi asilli hegemonyayi isim isim iliskileriyle beraber bilmeden çalismalarimizin hizini kesmemeye ahdettik. Haydi bakalim!"
Mehmet Emre Güreli