İlk defa yayınlanan önemli bir belge 
Resul TOSUN

Bu belgeyi gün yüzüne ZVİ Geyik Yayınları çıkardı. Değerli ağabeyimiz M. Ertuğrul Düzdağ'ın yayına hazırladığı bu belge, aslında Müslümanlığı asla kabul etmedikleri halde Müslüman görünen, asıl dinleri Yahudilik tarafından da dışlanmış olan dönmelerle ilgili. Kitabın adı Dönmeler Adeti.

Bu belge, Ahmet Sâfi Bey'in 3350 sayfadan oluşan 18 ciltlik Sefinetü's Sâfi isimli eserinin 5. cildinin 446-466 sayfaları arasındaki 20 sayfalık bölümünden oluşuyor. (M. Ertuğrul Düzdağ ağabey, kitabın girişinde Sefinetü's Safi'in aslının 1972 yılına kadar Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Enstitüsü Kütüphanesi'nde tek nüsha halinde iken aynı yıl Süleymaniye Kütüphanesi için bir mikrofilm alındığını daha sonra bu filmden basılan iki takımın halen "Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı" ile "İslami Araştırmalar Merkezi" kütüphanelerinde bulunduğunu kaydetmektedir.)

Yayınlanan bölüm kitapta bir kez sadeleştirilmiş, bir kez de karşı sayfasında Latin harfleriyle okunuşu bulunan Osmanlıca tıpkı basım olmak üzere 2 kez basılmış ve kitapçık böylece tarihi bir belgeye dönüşmüş. Kitabın tamamı 104 sayfa.

Dönmeler hakkında özet olduğu kadar derli toplu ve bir o kadar enteresan olan bir kitapçık. Ahmed Safi bu bölümü, Selanik'te bulunduğu sıralarda bizzat yaptığı müşahedeler ve araştırmalar sonunda yazmış.

Mesela dönmelerin ortaya çıkışlarıyla ilgili tespit bu kitapçıkta çok farklı biçimde anlatılmış. Müellif dönmelerin Hz Peygamber zamanında Müslüman olduklarını ilan eden ama asıl dinleri olan Yahudilik'ten dönmeyen, gizli gizli kendi ayinlerini yapan münafıklara dayandığını yazıyor. Müslüman olmadıkları ve gizli gizli Yahudi ayini yaptıklarının Hz. Ömer zamanında ortaya çıkması üzerine, Halife Hz. Ömer tarafından sürüldüklerini, onların da gelip Selanik'e yerleştiklerini, burada mal mülk sahibi olup zenginleştiklerini yazıyor.

Sabatay Sevi'ye de temas eden kitabın ilk sayfalarında dönmelerin ne Yahudi ne de Müslüman olmadıklarını zikrediyor. Bazı inançları sebebiyle Yahudiler tarafından da kabul edilmedikleri anlaşılıyor.

Kitap, dönmelerin bir yardımlaşma sandığına sahip olduklarını, birbirlerine sahip çıktıklarını, kendilerine mensup hiç kimsenin mağduriyetine göz yummadıklarını anlatıyor. Müslümanlar'a hoş görünmek için içlerinden hafızlar yetiştirdiklerini ama asla Müslmanlığa yaklaşmadıklarını, kendi aralarında periyodik olarak gizli toplantılar ve ayinler yaptıklarını anlatıyor. Servet sahibi oldukları için de devlet katında da güçlü olduklarına Selanik Valisi Hüsnü Paşa'nın azlini örnek veriyor. Hüsnü Paşa ayinlerini basmış ve sandıklarının açılmasını istemiş ama açamamış, birkaç gün içinde tayinini çıkarttırmışlar! Selanik'te ve İstanbul'da özel mezarlıklarının bulunduğu başka yerlerde kalan ölülerinin kemikleri dahi kalsa özel mezarlıklarına nakledildiği de anlatılan adetleri arasında.

İnançlarına göre kendilerinden Hacı Aziz Efendi adında biri dinlerini araştırmak üzere gitmiş, geri dönüp hangi dinin doğru olduğunu bildirecekmiş, bu adam gideli bin sene olmuş hâlâ dönememiş. Dönmeler tarafından maaşla tutulmuş bazı adamlar her sabah erkenden gider sahilde bir saat onu beklermiş!

Kitapta dönmelerin askerlik yapmadıkları, başkalarına kız vermedikleri ve benzeri inanç ve adetleri de özetlenmiş.

Tabii ki bu kitapta dönmelerin 100 sene önceki durumları yazılı. Bugün dönmelerin önemli mevkileri işgal ettikleri ve Müslümanlar'ı rahatsız eden bazı uygulamalarda parmakları olduğu iddiası hep vardır.

İşin garibi kitabı yayınlayan ZVİ Yayınevi (tel: 0212.511 55 26-27) de dönmelere aittir!

Daha önce M. Şevket Eygi'nin konuyla ilgili olarak hazırladığı bir kitabı da basmaları ilgi çekiyor. Yayınevi sahiplerinden Ilgaz Zorlu da geçen senelerde medyanın bir hayli ilgisini çekmişti.

Hatırladığım kadarıyla Zorlu diyordu ki; dönmeler asırlardır Müslümanlar'la birlikte yaşıyorlar. Müslümanlar onlara herhangi bir kötülük yapmış ve zarar vermiş değildir. Bununla birlikte, Müslümanlar'ın uğradığı zararların altından sürekli dönmeler çıkmakta, İslam karşıtı faaliyetlerin arkasında dönmelerin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durum böyle devam etmemelidir. Dönmeler yaşadıkları topluma zarar vermemelidirler. Aksi halde bundan en fazla dönmeler zarar görecektir. Dönmelerin her ne kadar nüfuzları kuvvetli ise de nüfusları çok azdır. Büyük çoğunluk olan Müslümanlar bir gün "neler oluyor?" derlerse, bundan dönmelerin büyük zarar görecekleri açıktır. Onun için diyor Zorlu, gizliliği bırakıp kendimizi tanıtalım ve muhtemel zararlardan kurtulalım.

Açıklaması ikna edici gibi görünse de dönmeler hakkında onca şeyi dinledikten sonra insanın güvenesi gelmiyor. Gelmiyor ama kimsenin kalbini de bilmediğimiz için sözlerine itibar etmemiz gerekiyor!

Her neyse biz uzun zamandır basın camiasından uzak durmakla birlikte geceli gündüzlü yoğun faaliyetlerini sürdürüp sürekli yeni eserler üreten M. Ertuğrul Düzdağ ağabeye itina ile hazırladığı bu belge/kitap için bir teşekkür borçluyuz. Bir nefeste okuduğum bu kitapçıktan bahsetmeden geçmedim.

Ana Sayfa